‘Londra 2026: Bir Gıda Başkenti Oluşturmak İçin Tarifler’

Londra nüfusunun 2026 yılında on milyona ulaşacağının altını çizen ‘London 2026: Recipes For Building a Food Capital’ (Londra 2026: Bir Gıda Başkenti Oluşturmak İçin Tarifler) isimli sergi, 9 Şubat – 18 Mayıs 2019 tarihleri arasında Roca London Gallery’de insanlarla buluşuyor. Agritecture” -tarım yapan binalar-  kavramına odaklanan sergi,  evsel hidrofonik birimlerden  -topraksız bitki yetiştirme-  kentsel çatılarda yapılan yenilebilir alg üretimine kadar farklı ölçeklerde yapılan tarımsal üretimin şehrin manzarasını nasıl değiştirebileceğini hayal ediyor ve “Agritecture kavramı günümüz şehirlerini kendine yeten bir hale getirebilir mi?” sorusunun sınırlarını keşfediyor.

Küresel iklim değişikliği bağlamında değerlendirildiğinde agritecture, hızla büyüyen kentsel nüfusu beslemek için yerel gıda üretimini artırarak şehirleri tüketiciden üretici konumuna taşıyacak mimari rönesans anlamına geliyor. Bu bağlamda, kentsel tarımı kucaklayan şehirler, diğer şehirlere kıyasla yiyecek kıtlığına ve küresel ısınmaya karşı daha dayanıklı olacaklar.

Sergilenen farklı ölçeklerdeki yirmi beş projenin birçoğu prototip aşamasında olsa da bazılarının uygulaması devam etmekte.


ReGen Köyleri, Almere, Hollanda, EFFEKT Arkitekter

regen-villages-almere-netherlands-1-2EFFEKT Artitekter ApS

ReGen Köyleri projesi “kendi kendine yetebilme” felsefesini benimsemiş bulunmakta; aileleri besleyecek ve barındıracak, dışa bağımsız, bütüncül ve küresel iklim değişikliğine dirençli bir eko-köy modeli ortaya koyuyor. ReGen, bir sistemin çıktılarının bir başka sistemin girdisi olduğunu belirten “rejeneratif” anlamına geliyor. Bu bütünsel yaklaşım, enerji-pozitif evler, yenilenebilir enerji, enerji depolaması, verimli organik gıda üretimi, dikey tarım, aquaponik*, aeroponik* ve su yönetimi sistemleri de dahil olmak üzere birçok yenilikçi teknolojiyi bir araya getiriyor.

regen-villages-almere-netherlands-2-1EFFEKT Artitekter ApS

Aquaponik: geleneksel su ürünleri yetiştiriciliğini simbiyotik bir ortamda topraksız olarak yapan herhangi bir sistemi ifade eder.

Aeroponik: bitkileri toprak veya agrega ortamı kullanmadan hava veya sis ortamında yetiştirme işlemidir.


Enerji Santrali Çatı Seraları, Marjan van Aubel 

Marjan van Aubel alanında birçok ödül kazanmasının yanı sıra; yenilikçi uygulamaları sürdürülebilirlik, tasarım ve teknoloji gibi alanları kapsayan bir tasarımcı olarak karşımıza çıkıyor. Aubel’in bu tasarım yaklaşımı doğrultusunda, enerji santrali konsepti dünyanın ilk kendi enerjisini üreten serası olarak dikkat çekiyor. Sera, sahip olduğu şeffaf güneş camı sayesinde iç mekan iklimine ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlarken hem tarımsal üretimin hem de enerji üretiminin eşzamanlı gerçekleşmesine olanak tanıyor.

Enerji Santrali Çatı Seraları, Marjan van AubelMarjan van Aubel


Yeraltı Tarlası, Londra, İngiltere, Zero Carbon Food 

Yeraltı Tarlası, İkinci Dünya Savaşı sırasında inşa edilen derin seviye barınak tünellerinde, yerin 33 metre altında, 2015 yılında Zero Carbon Food tarafından, Michel Roux’un destekleriyle kuruldu. Şuanda, Marks & Spencer ve Ocado için mikro yeşiller burada üretilmekte.

Yeraltı Tarlası, LondraGrowing Underground


Kent Kovanları, Beyrut, Lübnan, Nathalie Harb

Sanatçı Nathalie Harb’ın projesi, otoparklar için yiyecek yetiştirme alanlarından oluşan bir ağ öneriyor. Arabaların üzerinde yükseltilmiş, düşük maliyetli, yapımı kolay platformlar otomobillere gölge oluştururken; platformların üzerine yerleştirilen sistem sayesinde şehrin göbeğinde tarımsal üretim mümkün hale geliyor. 2018 yılında düzenlenen Beyrut Tasarım Haftası için bu şekilde iki adet yükseltilmiş bahçe kurulmuş.

Kent Kovanları, Nathalie HarbNathalie Harb


GreenBelly Düşey Kent Bahçesi, ALV Studio

GreenBelly, şehirlerin mevcut duvarlarını sınırlı alanlarda taze yiyecek üretmek için kullanan dikey bir bahçe kurgusu olarak karşımıza çıkıyor. Geri dönüşümlü malzemelerden, organik atıklarla gübrelenen yetiştirme alanlarını barındıracak bir iskele yapılmış. GreenBelly şimdi aynı kavramı kullanıyor ancak daha büyük ölçekte bir sonraki adımda çalışıyor: Cephede dikey bahçeyi barındıran bir yaşam kulesinin inşası.

GreenBelly Düşey Kent BahçesiGreenBelly


H5 ev hidrofonik -topraksız bitki yetiştirme- ünitesi, Department 22

H5, aslında güzel bir mobilya parçası gibi görünmek ve mini teknoloji dolu bir laboratuvar gibi çalışmak için tasarlanmış bir tak-çalıştır cihazı. Suyu sirküle eden ve kökleri havalandıran bir pompaya; ph seviyeleri, sıcaklık ve ışık için akıllı bir sayaca ve bitkilere doğru miktarda ışık veren lambalara sahip bir tasarım olarak Londra 2026 Sergisi’nde.

H5 ev hidroponik ünitesiDepartment22


https://www.theguardian.com/cities/gallery/2019/feb/09/can-agritecture-make-cities-self-sufficient-in-pictures?CMP=share_btn_tw

http://www.rocalondongallery.com/en/activities/detail/206

https://artistsandclimatechange.com/2019/03/19/agritecture-portmanteau-for-the-anthropocene/


Categories: HABERLER

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *