Kunduzlar Kuzey Kutbu’ndaki ısıyı olumsuz yönde etkiliyor
Environmental Research Letters dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, kunduzların eylemlerinin iklim değişikliğini olumsuz yönde etkileyebileceğini gösteriyor. Yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinin analizini içeren çalışma, kunduzların Alaska tundrasında barajlar ve göller inşa ettiğini […]
Yeşil Plajlar Gezegenimizi Kurtarabilir mi?
Bir sahile birtakım kayalar serpiştirip gerisini okyanusa bırakarak havadaki karbondioksiti temizleme ve küresel ısınmayı tersine çevirme fikri kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyor! Bu Vesta projesinin başarmayı umduğunun çok basit […]
Gıda ve Mikroplastik
Gıda ve Mikroplastikler Yakın zamanda Environmental Research dergisinde tükettiğimiz meyve ve sebzelerin mikroplastikler içerdiğini ortaya çıkaran bir çalışma yayınlandı. Bu çalışmaya göre, bilim insanları elma, havuç, ananas, lahana ve marul […]
Düşünceler ve Görseller 2
Simon Swaffield’ın 2002 yılında yayınlanmış olan Theory in Landscape Architecture A Reader kitabında James Corner’a ait “Origins of Theory” ve “Theory in Crisis” metinleri, temel olarak peyzaj mimarlığı ekseninde kuramın ne olduğunu, ne olabileceğini, kurama neden ihtiyaç duyduğumuzu, kuramdan beklentilerimizin ne olduğunu sorguluyor ve güncel kuram yapma biçimlerini tartışıyor.
Düşünceler ve Görseller 2
Simon Swaffield’ın 2002 yılında yayınlanmış olan Theory in Landscape Architecture A Reader kitabında James Corner’a ait “Origins of Theory” ve “Theory in Crisis” metinleri, temel olarak peyzaj mimarlığı ekseninde kuramın ne olduğunu, ne olabileceğini, kurama neden ihtiyaç duyduğumuzu, kuramdan beklentilerimizin ne olduğunu sorguluyor ve güncel kuram yapma biçimlerini tartışıyor.
Düşünceler ve Görseller 2
Simon Swaffield’ın 2002 yılında yayınlanmış olan Theory in Landscape Architecture A Reader kitabında James Corner’a ait “Origins of Theory” ve “Theory in Crisis” metinleri, temel olarak peyzaj mimarlığı ekseninde kuramın ne olduğunu, ne olabileceğini, kurama neden ihtiyaç duyduğumuzu, kuramdan beklentilerimizin ne olduğunu sorguluyor ve güncel kuram yapma biçimlerini tartışıyor.
Yedinci Kıtaya Yeniden Bakmak: 16. İstanbul Bienali
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen 16. İstanbul Bienali ise, hepimizin az çok aşina olduğu evrensel bir çevre sorununa dikkat çekti: Yedinci Kıta adı verilen devasa bir atık yığını. Küratörlüğünü akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği Yedinci Kıta başlığını taşıyan bienal, günümüzün en acil konularından ekolojiyi farklı açılardan ele alan eserlere ev sahipliği yaptı. Yedinci Kıta sanatı, insanın etkilerini, takip ettiği yolları, bıraktığı izleri ve insan olmayanlarla etkileşimini araştıran bir antropoloji olarak tanımlamakta. Bienal ana başlığını, Antroposen çağının küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınından aldı. Popüler bilimde “Yedinci Kıta” olarak anılan bu kütle, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. İnsan atıklarının okyanusun ortasında yeni bir kıtanın oluşumuna sebebiyet verdiği bu olay, 16. İstanbul Bienali için ekolojik sorunlar karşısında sanatın güncel durumunu pek çok sanatçı, düşünür, antropolog ve çevreci ile birlikte araştırmak için bir çıkış noktası oluşturdu.